15 gündür bir şirketimizde GarantiBBVA bankası ile yaşanan diyaloglar beni bu durumu incelemeye ve konu hakkında işletmeler için özellikle ticari hayatına yeni başlayan girişimlerin, girişimcilerin gözünden yorumlamaya yönlendirdi.
Öncelikle bir işletmenin en önemli konusu sattığı ürün veya hizmetlere karşılık fatura kesebilme ve tahsilatlarını zamanında, eksiksiz yapabilme ve dolayısıyla borçlarını veya ödemelerini zamanında yapabilmesidir.
Satmak öncelik olarak ilk sırada görünmesine rağmen özellikle ülkemizde tahsilattan sonra gelmesi gereken önem sırasına sahiptir. Para kasada değilse yoktur.
Dünyanın en iyi hizmet/ürününü sağlamak satmadıktan sonra fayda etmeyecektir. Aynı şekilde sattığınızın parasını tahsil etmeyince satmamak daha doğru bir karar olacaktır. Bu yüzden tahsilat yapamıyorsanız satmamayı düşünün.
Bozulan ekonomi ve sıkışan nakit akışı düzeninde tahsilat en büyük sorun olacaktır. Tahsilat bir domino etkisine dönüşür.
Fakat bazen de bu sorunun sebebi satışlarınız veya müşterilerinizin ödemeleri olmaz. Benim örneğimde buradaki sorun tahsilat için kullandığınız aracı kurumda olabilir.
Yaşadığımız örnekte Garanti bankasının bir şubesinden hizmet alan, kabaca 10 yıllık ticari geçmişi bulunan bir girişimimiz var. Girişim, Garanti bankasının sanal pos hizmetini kullanıyor ve diğer ülkelerdeki hizmetleri için Apple, Google, Facebook gibi global ödeme sistemlerine paralel olarak bazı yerel ödeme şirketleri ile de çalışıyor. Yıllar boyunca Garanti bankasına o kadar güvenmişiz ki yedekleme veya alternatifi düşünmeye gerek duymamışız.
Her online işletme gibi hizmetini bugün peşin olarak satıyor, hizmetini veriyor ve bankanın yada ödeme şirketinin bekleme süresini bekliyor bu sürede ödemelerini yapıyor genelde 20-35 gün sonra verdiği hizmetin parasını alarak hayatına devam etmeye çalışıyoruz.
Yılda 1-2 defa Garanti bankası tarafından gelen ödemeler ile ilgili bizlere hesap sorulur, bu para neden geldi, nereden geldi vs, tüm ödemelerin açıklamaları bulunur ve cevap verilir. Bu bir yasal prosedür olduğundan bunları yapmakta bir terslik görmüyorum.
Bazı ödeme şirketleri ile 2-3 aylık süreçlerde mutabakatlar yapılır, bu mutabakatlarda bir ödemenin hesabımızda olmadığı görüldü. Ödeme şirketinden dekont istendi. Gelen dekont bankaya iletildi ve paranın akıbeti soruldu.
Sonrasında 1 hafta cevap alınamadı, bankaya ulaşamaz olduk. Mail attık, telefon ettik. Cevap yok.
Ardından müşteri temsilcisine bir şekilde ulaştığımızda temsilci şirket yetkilisi olarak benimle görüşmek istediğini belirtti. Ben kendisine 2-3 gün ulaşmaya çalıştım, ulaşamadık. Ofisteki bir arkadaşımız sürekli olarak bu görüşmeyi yaptırmak için bankayı aramaya başladı. 3. gün bankaya ulaşarak benim aradığımı ama ulaşamadığımı, kendilerinin aramalarını rica etti, zaten bankada tüm iletişim bilgilerimiz bulunuyordu. Bankadaki müşteri temsilcisi ile yaptığım görüşmede, temsilci bankanın bizim hesaplarımızı kapatacağını, paramızı çekmemizi söyledi. Ben öncelikle her normal insan gibi neden diye sordum. Cevap yok, aslında var ama yok. Cevap “genel müdürlük kararı, şirketin kararı”. Çok mantıklı, genel müdürlük söylediyse bizim sorgulamamıza gerek yoktur zaten.
Ben işletme olarak bu hesabı 10 yıldır kullandığımızı, kabaca 20 civarında online ödeme aracı şirketinde kayıtlarımız olduğunu, bu işlemleri değiştirmemizin 3-4 hafta alabileceğini, bu süreçte bu kurumların bize para göndereceğini, bu paraların akıbetinin ne olacağını, bu geçiş sürecinde bankanın destek olup olmayacağını sordum.
Bana bunlar için mail atmamı, inceleyip dönüş yapılacağını, 1-2 haftanın şube insiyatifinde olduğunu yardım edebileceklerini belirtti. Aynı gün maili göndererek bu soruları ilettim. 3-4 iş günü geçti, cevap yok.
Sonra Apple üzerinden gelen bir uyarı maili önümüze düştü. Banka hesapları kapatmıştı. Apple düzenli ödemeleri yapamıyordu, gelen mailde bu yazıyordu.
Şubeye tekrar ulaşmaya çalıştık. Ben birebir şahitim sabah saat 11 de başlayan bu ulaşma uğraşı öğlenden sonra 16 civarında gerçekleşebildi. Bu defa konuşma biraz tuhaftı.
Hesabın kapatıldığını söylediğimde ben demiştim şeklinde cevap aldık. Daha 5 gün önce 1-2 hafta insiyatif verebileceklerini söyleyen müşteri temsilcimiz farklı şeyler söylüyordu. Ben mailime cevap alamadığımı ve hesabın kapatılma sebebini hala öğrenemediğimi sorgularken temsilci bu cevabı vermek zorunda olmadığını söyledi. Zaten size tebligat ile bildirildi dedi laf arasında. Tebligat nerede diye sorduğumda siz postanıza bakmıyorsunuzdur diye cevap verdi. Oysaki postamıza ayda 2 defa bakıyoruz. Kabaca 20-25 kurumdan düzenli olarak bilgi belge işlemi yapıyoruz ve ayda 2 defa 15 gün ara ile postalar takip ediliyor, kayıt altına alınıyor ve 10 yıllık geçmişte 1 defa dahi bir gecikme veya bu konuda hata yaşanmadı.
Posta konusunda sorun olmadığını söylediğimde, mektup yolda kaybolmuştur dedi. Bu durumun bizim değil kurumlarının sorunu olduğunu, bize ulaşmayan tebligat ile ilgili bizim sorumluluğumuz olmadığını söylediğimde kısaca “genel müdürlük kararı” diye topu taca atmakla yetindi. Bu kararın ne olduğunu, sebebini, bahsi geçen tebligatın dijital halini, içeriğini istedim. Hatta bir tebligat ise muhtemelen kayıtlı gönderildiğini, bu kayıtlı gönderimin bir gönderi kaydı olması gerektiğini, bana bunları iletmesini beklediğimi söylediğimde bu konuda bilgi veremeyeceğini, bu işlemin “genel müdürlük” kararı olduğunu tekrar etmekle yetindi.
Genel müdürlük. Her kötülüğün başı, girişimci düşmanı??? Güzel.
Peki, hadi yardım etmeyi geçtik, kaybolan paralarımız? Cevap yok. Tekrar mail atmamı söyledi. Yaptık. Tekrar ve tekrar mail attık. Bugün hala cevap yok.
Ben 2012 yılında Google ve Garanti Bankasının katılımı ile işinizi internete taşıyın projesinde Türk girişimcilerin internete taşınması için çalışmaları o zamanın Sanayi ve Teknoloji bakanı, Garanti bankasının o dönem yöneticisi olan Ergün bey ile birlikte aynı projede rol aldım. Girişimci dostu ülkenin en dijital bankası Garantiden iş çözmektense konuyu baştan savan GarantiBBVA’ya evrimleşmesini hayretle izliyorum.
Gelelim bu sorunların maddi konularda sıkışık gündem yöneten yeni girişimciye nasıl etkisi olacağına.
Öncelikle 1 haftalık gecikme genelde ufak-büyük şirketlerde ölümcül sorunlar yaratmaz. Fakat bu durum 2-3 haftaya yayıldığı an, şirket maaşlarını ödeyemez, maaş alan çalışanlar kendi ödemelerini yapamaz. Ofise gelecek paraları dahi olmayabilir. Çocuklarına verecekleri harçlık dahi olmayabilir. Şirket kirasını ödeyemez. Tedarikçilerine ödemelerini yapamaz, bu ilişkilerde zor duruma düşebilir ve hatta ilişkilerini kaybedebilir. Tüm bunlar bir kenara yapamadığı ödemeler yüzünden temerrüte düşebilir, 100 lira ödemesi gerekirken gecikmeye düştüğü için 105 lira ödemek zorunda kalabilir. Yasal sorumluluklarını yerine getiremeyebilir, vergileri ödeyemeyebilir. Tüm bunlar kıt kanaat iş yapmak gelecekte kendine bir pay kapmak için gecesini gündüzüne katan girişimcinin hevesini kırabilir. Tahsilat yoksa girişimcide yok olur. Girişimci yoksa domino etkisi başlar.
O bankanın şubesinde çalışan işinden bıkmış, yılgın, yorgun insiyatif kullanmak istemeyen sadece 0-1 olarak çalışmaya dönmüş personel yüzünden girişimci batar.
Bugün itibari ile ben konuyu hukuk müşavirimize taşıdım. Bu konuda yaptırımları ve sorumlulukları bilmiyorum. Çocukluğumuzdan beri hatta ticari hayatımıza başladığımız günden beri yanımızda duran Garanti bankasının bu sorunları yaşatabileceği aklımızın ucuna bile gelmediği için haklarımızı kontrol etme gereği dahi duymamıştık. Şimdi oturup bunu öğrenip gereken şikayetleri yapmayı öğrenmek zorundayız.
Tüm zorluklara rağmen bu ülkenin girişimcilerine kolaylıklar dilerim.